related Results

• ışın (n.)
  دعامة
  more ...
• çerçeve (n.)
  دعامة
  more ...
• kaburga (n.)
  دعامة
  more ...
• dayanak (n.)
  دعامة
  more ...
• kalas (n.)
  دعامة
  more ...
• konsimento
  دِعَامَة
  more ...
• destek (n.)
  دعامة
  more ...
• altyapı (n.)
  دعامة بناء
  more ...
• bent (n.)
  دعامة رملية
  more ...
• öğle
  ظُهْرٌ
  more ...
• önce (n.)
  ظهر
  more ...
• geri (n.)
  ظهر
  more ...
• tezahür etmek
  ظَهَرَ {[َ ظُهُوراً]}
  more ...
• sırt sırta
  ظَهْرٌ بِالظَّهْرِ
  more ...
• öğleyin
  في الظُهْر
  more ...
• ortaya çıkarmak
  ظَهَرَ {[ظُهْوراً]}
  more ...
• gözükmek (v.)
  ظهر
  more ...
• görünmek (v.)
  ظهر
  more ...
• anlaşılmak (v.)
  ظهر
  more ...
• yüzey (n.)
  ظهر
  more ...
• kalkmak (v.)
  ظهر
  more ...
• art (n.)
  ظهر
  more ...
• bek (n.)
  ظهر
  more ...
• arkalık (n.)
  ظهر
  more ...
• sırt (n.)
  ظهر {ج اَظْهُر}
  more ...
• arka (n.)
  ظهر
  more ...
• omur (n.)
  خرزة الظهر
  more ...
• güverte
  ظَهْرُ الْمَرْكَب
  more ...
• belkemiği (n.)
  سلسلة الظهر
  more ...
• öğle namazı
  صلاة الظهر
  more ...

Examples

• Aman Tanrım!
  هذه (سارني)، أحضرت دعامة الظهر بنفسي
• Televizyon, açıl.
  لا أحد يسألني بشأن دعامة ظهري
• Muhbirime göre adamın defterini kapamalarının... Bu olmamalıydı.
  !لا أحد يسألني بشأن دعامة ظهري
• Bel korsesi tavsiye edilir, ama zorunlu değil.
  ودعامات الظهر منصوح بها لكن ليست مطلوبة
• Bence bu çok havalı bir gotik sırt desteği.
  اعتقد انه مثل دعامة ظهر قوطيه رائعه
• Oraya oturabilir miyim? Sırtı yüksek olması daha iyi geliyor.
  هل لديك مانع إذا جلست هناك دعامة الظهر تساعد
• Yedek beynindeki tüm belirtiler bir hayaleti olduğunu gösteriyor.
  في دعامة دماغها ظهر هناك ليكون دلاله على ان روحها جديده